26 Temmuz 2015 Pazar

Evren Alex Woods a karşı raflarda

En sıradışı arkadaşlığın, en kahraman olmayan kahramanın, en yolculuk olmayan yolculuğun gece ile gündüz kadar zıt, ölmek ve doğmak kadar gerçekçi hikâyesi.Evren, on üç yaşındaki Alex’in başına –tam da başına– bir işler açacaktır. “Değişik” bir annenin “değişik” oğlu olmak yeterince zor değilmiş gibi okulda da sorunlar yaşamaya başlayınca, Alex kendini hayatında gördüğü en aksi adamın evinde bulur. İşte bi’ acayip hikâye böyle başlar.On yedi yaşına geldiğinde tüm ülke onu ararken yanında yüz on üç gram esrar ve bir kavanoz külle yakalandığında ömrü boyunca yaptığı seçimlerden ve aldığı kararlardan asla pişmanlık duymadığını söyler. İşlerin bu noktaya nasıl geldiğini ise yalnızca Alex bilmektedir… ha, bir de evren işte.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Pera gözünden İstanbul

Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın kurduğu Pera Müzesi Kanadalı genç sanatçılar Caitlind R.C. Brown ve Wayne Garrett’tan10. yıla özel Müze binasının cephesine özel bir yapıt projelendirmelerini istemiş. Ve, 5 Haziran’dan bu yana oradan mercekler ışıldıyor, İstanbul başkalaşıyor. Kavramsal çalışmalar yapan ve yapıtlarıyla da hayli ilgi çeken iki sanatçı ışıltılı bir perspektif oluşturan bu projeyle hem İstanbul’un hem de ortaya çıkacak bu manzaranın başka bir gözle nasıl görünebileceğini gösteriyorlar. İzleyiciye davet Beyoğlu'ndayız; bu tarihi semtin Tepebaşı kısmındaki müze binası da tarihi. 19. yüzyılın sonlarında mimar Achilleas Manussos'un yaptığı bina önce Bristol oteli imiş. 2005'te renove edildi, Pera Müzesi oldu. Pera Müzesi web sayfasındaki tanıtımda şöyle yazıyor: Binanın tarihi cephesine yerleştirilmek üzere tasarlanan gör/bak/deniz, izleyicileri tanıdık bir mekânı yeni bir mercekle tekrar incelemeye davet ediyor. "Sanatçıların mercekleri oyunbazca kullanımı, Pera Müzesi’nin İstanbul’un kültürel manzarasına katkısını geleceğe odaklanmış bir gözle kutlarken, zaman ve mekan algısını da değiştiriyor. gör/bak/deniz, on bin gözlük merceğinden oluşan hareketli bir yerleştirme."https://m.bianet.org/biamag/sanat/166276-pera-nin-gozunden-istanbul-gor-bak-deniz

24 Temmuz 2015 Cuma

Kağıttan kentler vizyonda

John Green’in daha önce filme çevrilmiş olan Aynı Yıldızın Altında (The Fault in our Stars) romanından sonra yine çok satan başka bir gençlik romanından adapte edilmiş Kağıttan Kentler (Paper Towns)´in başrollerinde, mankenlikten oyunculuğa hızlı bir geçiş yapan Cara Delevingne ve Nat Wolff´u izleyeceğiz.« Detayı Gizle Kağıttan Kentler, kapı komşusu güzeller güzeli Margo’ya (Cara Delevingne) aşık olan, romantik ve çalışkan genç Quentin´in (Nat Wolff) hikayesini anlatıyor. Çocukluklarında iyi arkadaş olan ikili, biraz büyüdüklerinde eskisi kadar yakın olmazlar. Lise hayatlarının sonlarına doğru Margo, Quentin’i bir dizi eşek şakasına dahil olacağı uzun bir gecede yanında olmasına ikna eder. Ancak ertesi gün Margo, arkasında ipuçlar bırakarak ortadan kaybolur. Quentin ve arkadaşları onu bulmak için bir uzun yola çıkarlar.

21 Temmuz 2015 Salı

Görme engellilere yeni umut

Dünyada görme engelli çocukların yüzde 10 ila 20’sini ilgilendiren, doğuştan gelen ve körlüğe yol açan Leber retina hastalığından mustarip 3 gence yapılan gen tedavisi başarılı oldu. Gen tedavisi sayesinde 3 genç görme yeteneğinin bir bölümünü kazandı. Araştırmayı yürütenlerden Pensilvanya Üniversitesi’nden Albert Maguire, bunun, öldürücü olmayan bir çocuk hastalığı için uygulanan ilk gen tedavisi olduğunu söyledi. Hastalar tamamen normal görme yeteneğini kazanamasa da bu cesaret verici sonuçların Leber ve diğer retina hastalıklarında gen tedavisi uygulanması konusunda başka araştırmaların önünü açtığı belirtildi. Tedaviden önce sadece el hareketlerini fark edebilen ikisi 26 biri 19 yaşındaki İtalyan gençler, tedaviden sonra görmeyi test etmekte kullanılan harf-sayı tablosunu okuyabildi. Uluslararası çaptaki araştırmaya imza atan bilim adamları, araştırmanın retinanın ışığı algılama yeteneğinde iyileşme olduğuna dair kanıt sağladığını belirtildi.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Parolamın güvenli olduğunu düşünüyorum

1990 - 2010 yılları arasında edindiğiniz bilgiler, 8 karakter uzunluğunda ve rastgele büyük harf, küçük harf, rakam ve sembol içeren bir parolanın standart bilgisayar sistemlerinde deneme-yanılma (brute-force) ataklarıyla kırılmasının uzun yıllar aldığını söylüyordu. Bu denklemi bozan ve mevcut bilgilerimizi gözden geçirmemizi gerektiren değişim şu ki, şimdilerde görece düşük maliyetle sahip olunabilecek veya kiralanabilecek bir son kullanıcı sistemiyle bu süreler 6 saat gibi sürelere inmiş durumda! Bu yazımızda konunun şu anki vahim boyutunun detaylarına değinecek ve güvenli parola kullanımı için hem yazılım geliştiricilere hem de son kullanıcılara yönelik tavsiyelerde bulunacağız. Biraz tarihçe.. Asıl konumuza gelmeden önce kriptolojinin (şifre bilimi) tarihçesine şöyle göz ucuyla bir bakalım. İlk şifrelemenin izlerine binlerce yıl önce Mısır uygarlığında rastlanmıştır. Sonrasında Yunan ve Roma medeniyetlerinde kullanılmış olup askeri alandaki bilinen ilk kullanımının da Sparta'lılara ait olduğu düşünülmektedir. Geliştirilen ilk yöntemlerin günümüzden bakınca bir miktar eğlenceli olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin bunlardan birinde şifreli bir mesaj taşınması istendiğinde taşıyıcı kişinin saçları kesiliyor, mesaj kafasına yazılıp saçların uzaması bekleniyor ve sonra karşı tarafa gittiğinde de saçlar tekrar kesilmek suretiyle mesaja ulaşılıyormuş. Tarihte biraz ilerlediğimizde önemli duraklardan biri olan Sezar Şifrelemesine ulaşırız. Daha yakınlara, 1900'lü yılların başına geldiğimizde ise karşımıza Gilbert Vernam'ın doğru kullanıldığında kırılması neredeyse imkansız olan meşhur tek kullanımlık şerit yöntemi çıkar. Birinci dünya savaşında şifrelemenin önemi ortaya çıkınca sonrasındaki ikinci dünya savaşı ile birlikte şifreleme ve geri çözme metodolojileri alanında da tam bir savaş verildiği söylenebilir. Enigma şifreleme makinesinin kodlarının çözülmesinin savaşın kaderinin belirlenmesinde büyük rol oynadığı bugün artık bir sır değil. Özellikle ikinci dünya savaşı yıllarında şifreleme ve şifre çözme alanındaki yoğun çalışmalar aynı zamanda günümüzdeki bilgisayar bilimlerinin de temellerinin atılmasını sağlamıştır. Murat Demirten in yazısından alınmıştır. Devamı için http://www.bianet.org/biamag/bilisim/166075-parolamin-guvenli-oldugunu-dusunuyorum

19 Temmuz 2015 Pazar

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği yeniden raflarda

Cumartesi ve pazar günleri, varolmanın tatlı hafifliğinin geleceğin derinliklerinden yükselip yanına vardığı duygusu içindeydi. Pazartesi, benzerini bundan önce hiç tanımadığı bir ağırlıkla çarpıldı. Rus tanklarının tonlarca çeliği bunun yanında hiç kalırdı. Çünkü sevecenlikten daha ağır bir şey yoktur dünyada. Milan Kundera’nın en bilinen romanı Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, yayımlanır yayımlanmaz çağdaş klasikler arasına girmiş, geçen yüzyılın en güçlü anlatılarından biri. Kundera, tepkiye karşı tepkisizliği, kararlılığa karşı kararsızlığın tutarlı ve erdemli yanlarını araştırdığı romanının başkişisi Tomas’la alışılmış, arkasında güçlü düşünce ve yaşam kurallarını taşıyan roman karakterlerini sorgular. Sovyetler’in Çekoslovakya’yı işgal günlerini de arka planda anlatır. Tıpkı kişiler gibi toplumsal önyargılar da eninde sonunda kararsızlığa ve “varolmanın dayanılmaz hafifliği”ne mahkûmdur ne de olsa.

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Dvd de bu ay: Yapay oyun

II. Dünya Savaşı'nın en karanlık günlerinde, Almanların kullandığı Enigma şifreleme sistemini çözmek isteyen İngiliz hükümeti, matematikçi Alan Turing'den yardım ister. Turing ve kriptologlardan oluşan ekibi, daha fazla insan hayatını kaybetmeden Enigma şifresini çözmek için zamanla yarışmak zorundadırlar.
Sürükleyici gerilim filmi ENIGMA, savaşın gizli kahramanı Alan Turing'in inanması güç öyküsünü anlatırken, başrolde izlediğimiz Benedict Cumberbatch (Köstebek) ve ona eşlik eden Keira Knightley (Kefaret) güçlü performanslarıyla göz dolduruyorlar. Film, 18 dalda Oscar adaylığı getirmişti.

17 Temmuz 2015 Cuma

Magic Mike 2 vizyonda

Steven Soderberg in sıradışı komedisi ikinci bir filmle devam ediyor.Magic Mike XXL, Mike’ın striptiz işinden emekliye ayrılmasının ardından, üç yıl sonrasını anlatıyor. Ekip tekrar bir araya gelerek Myrtle Plajı’nda son bir performans sergilemek istemektedir.

14 Temmuz 2015 Salı

Okuldan haber odasına başlıyor

IPS İletişim Vakfı tarafından bu yıl ikincisi yapılacak olan Okuldan Haber Odasına (OHO) programı 13–17 Temmuz arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santral İstanbul yerleşkesinde gerçekleştirilecek. Akademisyen ve gazetecilerin medya deneyimlerini aktaracağı programla gençlerin haberciliğe ilk adımı atması hedefleniyor. Programda "Yeni habercilik arayışları", "Gazeteciliğe başlangıç", "Habercinin özlük hakları ve sorumlulukları", "Haber etiği ve hak haberciliğinin gerekliliği", "Hak örgütleri ve medya", "Temel gazetecilik pratikleri ve haber yazımı" başlıklarıyla sunumlar ve atölye çalışmaları yer alıyor. Gençler ayrıca Sabah gazetesi, HaberTürk televizyonu ve Yön Radyo’yu; hak örgütlerinden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Umut Çocukları Derneği’ni ziyaret ederek haber ortamlarıyla, haber kaynaklarıyla tanışacak. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’taki 22 İletişim Fakültesi’nden 44 yeni mezunun başvurduğu programa 30 genç gazeteci adayı kabul edildi. IPS İletişim Vakfı, katılımcıların, İstanbul'a geliş ve gidiş yol masrafları ile bir hafta boyunca konaklama ve yemek giderlerini karşılıyor. Kimler var? Programda Doç. Dr. Sevda Alankuş, Prof. Dr. Özden Cankaya, Doç. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun, Yrd. Doç. Dr. Emel Baştürk Akça, Yrd. Doç. Dr. Gülseren Adaklı, Yrd. Doç. Dr. İncilay Cangöz , Yrd Doç. Dr. Nurdan Akıner, Öğr. Gör. Füsun Özbilgen, Öğr. Gör. Esra Ercan Bilgiç; gazeteciler Derya Sazak, İpek Çalışlar, Selen Tokcan, Ahmet Tulgar, Ayşenur Arslan, Tuğrul Eryılmaz, Murat Çelikkan; iletişim hukukçusu Fikret İlkiz ve insan hakları savunucusu Hüsnü Öndül yer alıyor.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Çocuk edebiyatında dört as

Çocuk edebiyatını, edebiyat olarak nitelendirip ciddiye almamız zaman aldığı kadar, çocuk edebiyatı eleştirmeni olmak da zaman alacak gibi. Çocuk kitapları çocuksu bir dille mi, yoksa bilgilendirici metin niteliğinde mi tanıtılmalı, diye kafamı pek kurcalamışımdır. Çocuk edebiyatı eleştirmeni olmak, yetişkin edebiyatı eleştirmeni olmaya göre daha kolay aslında; çünkü çocuklara hitap eden edebi yapıtlarla ilgili ciddi ölçütler var. Bu ölçütler üzerinden de gerekli eleştiriler yapılabilir. Lakin kuru ayaz gibi olur. Şimdilik kendime orta yol buldum. Ne mi? Çocuk edebiyatının temel öğeleri olan karakterler, konu, ileti, dil, anlatım ve resimler* üzerinden ilerlemek. Leo Lionni’nin eserlerini incelerken karakterler diğer öğeleri unutturdu bana. Ve bu tanıtımda yoluma karakterler üzerinden ilerledim. Yetişkinler olarak okuduğumuz bazı kitapların bizi nasıl içine çektiğini ve kahramanla nasıl ruh ikizine dönüştüğümüzü hatırlayın. Çocuklar için de böyle ve hatta daha fazlası. Hayat deneyimine sahip yetişkinler, kitaplardaki karakterlerle özdeşim kurarken, çocuklar karakterlerle karakter sahibi olmayı öğreniyorlar. Ayrıca çocuk kitaplarındaki iyi geliştirilmiş karakterler, çocukların okuma kültürü edinmesinde önemli bir etken. Elif Dumanlı nın http://www.bianet.org/biamag/sanat/165953-cocuk-edebiyatinda-dort-as yazısından alınmıştır.

12 Temmuz 2015 Pazar

Rüya dağıtan çocuk raflarda

Acı bir olayla kesişen iki hayatın, apayrı dünyalara ait iki genç insanın umutsuz aşk hikâyesi… Christmas, İtalya’dan Amerika’ya göçtükten sonra fahişelik yaparak geçinen genç bir kadının gayrimeşru oğludur. Anne oğul, kendi ülkelerindeki toprak sahiplerinin zulmünden kaçtıktan sonra New York’ta çetelerin hüküm sürdüğü yoksul bir göçmen mahallesinde yaşam mücadelesi vermektedir. Ruth, şehirdeki zengin bir Yahudi ailenin kızıdır. Bir gün korkunç bir şekilde tecavüze uğramış ve ağır yaralanmış halde bulunur. Genç kızı bulup hayatını kurtaran ise Christmas’tan başkası değildir. Aralarındaki farklılıklar nedeniyle birlikte olmaları imkânsız görünse de Christmas, Ruth’a olan tutkusundan vazgeçmeyecektir. Her türlü tehlikeyi göze almaya hazırdır. Hayat şartları Ruth’u ondan kopardığında ise onu bulmak için elinden geleni yapacaktır. Acaba Christmas, bir yandan radyonun ve Broadway tiyatrosunun büyülü dünyasında şöhret olma hayalini kovalarken, diğer yandan hâlâ kalbinde taşıdığı Ruth’a kavuşabilecek midir? Peki Ruth, aldığı büyük yaralara rağmen hayata tutunup genç adamın aşkına karşılık verebilecek midir? Rüya Dağıtan Çocuk, şiddetin, acımasızlığın ve yoksulluğun içinde yeşeren umudun ve hayallerin öyküsü…

11 Temmuz 2015 Cumartesi

2 ayda 10 kilo verdiren diyet

Sabah: 1 bardak vişne suyu 1,5 dilim kepekli ekmek ve az yağlı eskişehir peyniri, 4 tane yeşil ekşi zeytin, 1 tane çeri domates. 3 bardak ılık su Öğlen: Bir el büyüklügünde sadece kırmızı et Bir tabağın içine domates, sogan. 2 bardak ılık su Akşam: Çok yağlı ve sulu olmayacak şekilde pişirilerek 1 tabak kuru fasulye yiyin. 2 dilim kepekli veya yulaf ekmek 2 tane ince sogan dogranarak ve içine limon suyu sıkılacak. Sonra kaşıklayacaksınız. Bunu ister yemekle beraber ister sade olarak yiyebilirsiniz. 7 bardak soguk veya ılık su içebilirsiniz.

10 Temmuz 2015 Cuma

Yüzündeki sır vizyonda

Alman sinemasının son dönemde adını duyurmuş yönetmenlerinden olan Christian Petzold’un yönettiği Yüzündeki Sır´ın başrollerinde Nina Hoss ile Ronald Zehrfeld’i yer almakta. II. Dünya Savaşı’nın sonrası toplama kampından yüzünde onu tanınmayacak hale getiren yaralarla kurtulan Nelly, bir dizi ameliyat geçirerek yeni bir yüze kavuşur. Bu süreçte ona yardım eden arkadaşı Lene’nin ısrarlarına rağmen yeni bir hayata başlamayı reddeder ve Berlin’de kalarak hakkında duyduklarına inanmak istemediği eşi Johnny’i aramaya karar verir. Karşılaştıklarında Johnny Nelly’yi tanımayacak ve ondan hayatını alt üst edecek bir istekte bulunacaktır.

9 Temmuz 2015 Perşembe

Çağımızın hastalığı depresyon

"Depresyonun karşıtı mutluluk değildir diyor" yazar Andrew Solomon, "O an elimden kayıp giden şey yaşama gücümdü." Supernatural in yıldızı Jared Padelecki nin depresyon tedavisi görmesi ve Amerikan Depresyon ve Bağımlılar Derneği için kampanya başlatmasıyla yeniden gündeme oturan depresyon hakkındaki kendi tecrübelerini aktarıyor yazar.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Otizm hakkında bilmediklerimiz

<iframe src="https://embed-ssl.ted.com/talks/lang/tr/wendy_chung_autism_what_we_know_and_what_we_don_t_know_yet.html" width="640" height="360" frameborder="0" scrolling="no" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe>

7 Temmuz 2015 Salı

Kas Hastalıkları Derneği nin tahliyesi şifaen durduruldu.

Eylem sürerken İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi (İBB ) CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülseven İBB Başkanı Kadir Topbaş ile görüştüğünü belirterek tahliye işlemini durduklarını ifade etti.
bianet’e konuşan KASDER’den Gülizar Reisoğlu, dördüncü kez tahliye ile karşı karşıya kaldıkları için şifahen verilen bu söze güvenmediklerini belirterek güvence istediklerini belirtti.
“Karar bize sözlü olarak iletildi. Yakın zamanda belediyeyi ziyaret edeceğiz. Ne yapabileceğimizi konuşacağız. Büyükşehir Belediye Başkanı bizi muhatap alıp konuşmuyor. Tahliyenin durdurulması da siyasi bir manevra. Şifahen bize söyleniyor, ne kadar ciddiye almalıyız ki. Bu iş çocuk oyuncağına döndü. Dördüncü kez tahliye ile karşı karşıyayız. Altı ay sonra yeniden aynı şeyi yapacaklar. Biz burada kalmak için bir güvence istiyoruz.”

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Tahliyeye karşı

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği üyeleri binalarından tahliye edilmek istenmelerine karşı yarın kendilerini dernek binasına zincirleyecek. Türkiye’nin 37 yıllık tek kas hastalıkları derneği olan Türkiye Kas Hastalıkları Derneği dördüncü kez tahliye edilmek isteniyor. Derneğin Yeşilköy’deki üç katlı binasının 575 metrekarelik arazisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Binayı 1990’de bir hayırsever inşa ettirdi. Dernek, belediyeye arazi kirası ödüyor. 2009’da İBB, derneği tahliye etmek istemiş ancak kamuoyu baskısı üzerine geri adım atmıştı. İBB başkanı Kadir Topbaş yaptığı açıklamada, “bir hasta derneğini sokağa terk edemeyiz” demişti. İBB ve dernek arasındaki hukuki süreç devam ediyor. Son olarak geçen hafta binaya yeniden tahliye kararı geldi. Yarın tahliye süresi doluyor.http://www.bianet.org/bianet/toplum/165838-kas-hastaliklari-dernegi-tahliyeye-karsi-direnecek

5 Temmuz 2015 Pazar

En güzel hediyem raflarda!

New York Times çok satanlar yazarı Julie Garwood okurlarını bir kez daha nefes kesen sürükleyici bir aşk hikâyesinin derinlerine çekiyor... Küçücük yaşında aileler arasındaki anlaşmayla evlendirilen Sara Winchester büyümüş ve muhteşem güzelliğe sahip genç bir kadın olmuştur; artık tek beklediği şey kocası St. James Markisi’nin günün birinde ortaya çıkarak en sonunda onun kalbini çalmasıdır. Bu masum genç kadın, evli olduğu kişinin meşhur korsan Pagan olduğundan da bihaberdir. Karşısına dikilen son derece kibirli genç adam, Sara’nın kalbini, bedenini ve ruhunu gerçekten en vahşi hazlarla besleyecek, ona aşkların en büyüğünü yaşatabilecek midir? Kadınlara kendini açmayı her zaman reddetmiş genç bir erkekle, yıllar boyu beklediği aşkına kavuşma hasretiyle yanan genç bir kadının yürekleri ısıtan hikâyesi.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Zayıflamayı hızlandıracak 5 besin

Kırmızı biber, içindeki Capsaicin isimli madde sayesinde kilo vermenize yardımcı olur. Aynı zamanda açlığı geciktirmedeki ve verilen kiloların geri alınmasını engelleyici etkileri bulunur.




Meyve suyu olarak greyfurt tercih ederseniz, tok tutucu ve yağ dengeleyici etkisinden faydalanabilirsiniz.




Yeşil Çay, metabolizmayı hızlandırıyor ve yağ yakıcı etkisi var.




Yeşil mercimek, lifli bir bitki olarak sindiriminizi kolaylaştırır. Şişkinliği önler.



Elma, içindeki ürsolik asit, zayıflamayı kolaylaştırır.




3 Temmuz 2015 Cuma

Entourage vizyonda

İzlenme rekorları kıran ödüllü dizi film olarak devam ediyor.Film, "Entourage” dizinin bıraktığı yerden devam ediyor. Hayallerinin kadınıyla evlenmek için Los Angeles’tan Paris’e uçmuş olan Vince şimdi balayındadır, Akdeniz’de dev bir yatta birkaç yüz bikinili kızla, müstakbel eski karısı olmadan turlamaktadır. Eric, Turtle ve Drama dostlarına bu zor zamanda destek olmak için (ve su gibi akan şampanya ve diğer mevcut günahlardan yararlanmak için) hemen yanına koşarlar.