Muhteşem Gatsby F. Scott Fitzgerald

Amerikan iç savaşını izleyen yıllarda, bir köle olan Sethe'nin ve ailesinin hayatını anlatır. Kentucky'de yaşadığı çiftlikten kaçan Sethe, beyazların eline geçmesin diye iki yaşındaki kızını öldürür. Küçük kızın ruhunun evinde dolaştığına inanan Sethe, kendisini olayın etkisinden kurtaramaz. 8 yıl sonra Sethe'nin evine bir genç kız gelir. Yirmi yaşındaki bu ilginç konuk, nereden geldiğini bilmemekte, çatlak sesiyle bir çocuk gibi konuşmaktadır. Genç kız, adının Sevilen olduğunu söylemektedir. Roman, Sethe'nin kölelikten özgürlüğe doğru yaptığı zorlu yolculuğu anlatırken, geri dönüşlerle Sethe'nin geçmişindeki ürkütücü gerçekleri de ortaya koyar. 1993'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Toni Morrison'un lirik başyapıtı okunmaya değer.
Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez
"Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız."
Döşeğimde Ölürken,William Faulkner
20. yüzyılın büyük modernist romancılarından William Faulkner'ın yazım tekniğinde radikal bir yeniliği temsil eden, benzersiz bir yapıt. Ölüm döşeğinde olan Addie, kırk mil uzaklıktaki Jefferson mezarlığına, ailesinin yanına gömülmeyi vasiyet eder. Addie'nin tabutunu bir katır arabasına yükleyen Bundren ailesi, sıcakla ve sellerle boğuşacakları uzun bir yolculuğa çıkar. Döşeğimde Ölürken, on beş farklı anlatıcının ağzından anlatılan elli dokuz bölümden oluşur. Ailenin öfke, üzüntü, endişe ve tutku dolu serüveni karakterlerin zihninden geçen akışın ritmiyle birleşir. Bilinçlilik akışı tekniğini çarpıcı bir yetkinlikle kullanan Faulkner'ın karakterlerinin "gözleriyle sesi kendi içine dönüp ağlayışını dinlemeye koyulmuş gibidir". Düzyazıyı şiirselleştirmekte sıradışı bir yeteneği olan Faulkner'ın bu romanı, sezgilerin, duyarlıkların, iç seslerin, boşlukların destanıdır."Döşeğimde Ölürken'in bir Amerikalı tarafından yazılmış en özgün roman olduğu söylenebilir. Faulkner, 20. yüzyılın en büyük romancıları arasında.".
Kozmopolis Don Delillo
20yy Amerikasını kaotik, distopik bir dünyaya taşıyan yazar,çarpıcı, dahiyane bir esere imza atmış.Eric Packer için hareketli bir gün. Erle Packer: bir multî-milyoner, kısa süre önce büyük bir mirasa konmuş bir kadınla evlenmiş, kırk sekiz odalı bir evde yaşayan bir adam. Limuzininde oturmuş Manhattan'ın sokaklarından geçiyor, bir kaos şehri kaplamış, çünkü devlet başkanı o sırada oralarda... Bîr yandan bir rap'çinin cenazesi sokaklarda kendine geçit arıyor. Öbür yanda, küreselleşme karşıtı bir grup, Times Meydanı'nda hararetli bir protesto gösterisi düzenliyor. Eric Packer'ın korumaları diken üstünde, onunprotestocuların ya da politik bir suikastın hedefi olmasından korkuyorlar.Oysa terk edilmiş bir binada önemsiz bir adam Eric'i bekliyor.Kozmopolîs: çağdaş Amerikan edebiyatının dâhisi Don DeLillo'dan çarpıcı bir roman.