19 Mart 2015 Perşembe

Damar tanıma muamması

Bilindigi gibi 1Mayıs itibariyle Özel Eğitim Kurumlarında uygulamaya geçirilmesi düşünülen Damar Tanıma sistemi büyük tartışmalara yol açtı. Engelli cocukların damar tanıma kaydının nasıl yapılacağı yapılamazsa sisteme tek bir velinin tanıtılmasının sakıncalarının göz önüne alınıp alınmadığı hastalık veya devamsızlık durumunda telafi ve eğitime devam etme haklarının nasıl düzenleneceği bilinmiyor. Bunun dışında ülkemizin bir gerceği de sağlık raporuna göre özel eğitim alması gereken her yıl yaklaşık 20 bin öğrencinin RAM tarafından özel eğitim almasının uygun görülmemesi. Bundaki neden tamamen maliyet kısıtlaması çünkü bir öğrencinin devlete maliyeti 434 TL. Baska bir sorun da RAMların senede bir gün ve 15 dakika görerek öğrencinin nasıl bir eğitim alacağına karar veriyor olması ve egitim kurumlarının onlar nasıl bir modül isterse onu uygulamak zorunda kalması.Oysa ki öğrencinin neye ihtiyacı oldugu ayda 8 saat birliktelik sonucu ancak tespit edilebiliyor. Gelisimsel testleri alamayacak durumdaki öğrencilerin veli beyanıyla degerlendirilmesi de cok yanlış.Amacın “Merkezlerin yaptığı yolsuzlukları denetlemek” olduğu ileri sürelerek engelli bireyler de bu uygulamanın içine alınıyor. İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğu Danıştay, Anayasa Mahkemesi tarafından defalarca karara bağlanmış olmasına karşın 17 ilden sonra, 01 Nisan 2015 tarihinden itibaren tüm illerde uygulamaya geçilmesi için talimat verilmiştir.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, kişisel verilerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesi kapsamında olduğu kabul edilmektedir. Bu maddede; herkesin özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu, bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesinin, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabileceği kurala bağlanmıştır. Buna göre; kimliğini, kanunda sayılan “nüfus cüzdanı, pasaport, evlilik cüzdanı, sürücü belgesi veya kurum tarafından verilen resmi sağlık kartı” olarak sayılan belgelerden biriyle kanıtlayan kişilerin, biyometrik verilerini paylaşmaya zorlanamayacağı ve alacağı herhangi bir hizmete erişiminin engellenmesi hukuka aykırı bulunmuştur.