7 Mart 2015 Cumartesi

Otizm ve beslenme arasındaki bağlantı nedir?

Son yıllarda kitaplarda ve İnternette ekmek ve süt ürünlerinden uzak durularak otizm etkilerinin azaltılabileceği yönünde bir sürü haber çıkıyor. Bazı terapistler, anne babalar, doktorlar ve yazarlar, söz konusu bu diyet sayesinde otizmden tamamen ‘iyileşen’ ve ‘otizm tanısından kurtulmuş’ çocuklardan bahsediyor. Ancak araştırmacılar, diyet değişikliği ile gerçekleştiği öne sürülen bu alternatif tedavileri kuşkuyla karşılıyor.

Buğday ve süt ürünleri gerçekten, en azından bazı otizmin nedeni olabilir mi?
Afyon Teorisi olarak bilinen bu popüler teorinin temelinde buğday gluten ve kazein gibi maddelerin, afyon içerikli ilaçlara benzeyen moleküllere dönüşen proteinler içermesi tezi yatar.

Otistik özellik gösteren çocuklar, “sızıntılı bağırsak hastalığı” gibi farklı sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir. Sızıntılı bağırsak sendromuna sahip hastaların bağırsakları aşırı geçirgendir ve proteinler gibi büyük moleküller bağırsaklardan dışarı çıkabilir. Dolayısıyla, otistik özellik gösteren çocuklarda afyon benzeri bu büyük moleküller dışkı yoluyla atılmaz ve kana karışır.

Bu moleküller beyne ulaştığında ise, afyonuna benzer bir uyuşturucu etki yaratır.

Buğday ve süt ürünleri diyetten çıkartıldığı zaman, çocuğun beyninde bu türden bir uyuşma artık yaşanmaz ve davranışları ile becerileri büyük ölçüde gelişme gösterir.

Bu kuramın sonucu olarak şu varsayımda bulunulabilir: Eğer bir çocuğun günlük diyetinde çoğunlukla buğday ve süt ürünleri (pizza, krakerler, süt, dondurma, yoğurt, sandviç) varsa, bu durum, çocuğun afyon benzeri moleküllere bağımlı olduğu ve Glutenlerden arınmış bir diyetten yararlanabileceği anlamına gelir.

Yapılan bazı çalışmalarda, yukarıda sözü edilen peptidler, bazı otistik çocukların idrarlarında yüksek oranda saptanmıştır – fakat bu idrar analizleri yalnızca gastrointestinal bozuklukları olan otistik çocuklarda gerçekleştirilmiştir. Daha fazla sayıda otistik çocuğu içeren analizlerde, bu peptidler yüksek oranlarda saptanmamıştır.

Yürütülen birkaç çalışmada, bazı deney farelerinin beyinlerine kazomorfin enjekte edildiğinde, beyinlerinin otizmden etkilenen bölümlerinin aktifleştiği gözlemlenmiştir (fakat beynin tam olarak hangi bölümlerinin otizmden etkilendiği henüz kesinlik kazanmadığı için bu çalışmaların sonucu da sorgulanmalıdır).

Glutamorfinlerin ve kazamorfinlerin otistik davranışlara neden olduğuna ilişkin kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Naltrexone (ABD’de izni olmayan) adlı, glutamorfinlerin ve kazamorfinlerin beyin üzerindeki etkilerini bloke eden ilaç üzerinde de bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların sonucunda, Naltrexone’un otistik davranışların engellenmesinde bir etkisi olmadığı ortaya çıkmıştır.

Yapılan birçok çalışma, gluten içermeyen diyetlerin otizmin semptomlarının tedavisinde olumlu sonuç verdiğini gösterse de, hatırı sayılır başka güvenilir çalışmalar da, tam tersi sonuca varmışlardır.

Cincinnati Çocuk Hastanesi’nde Pediatri Bölümü’de Epidemioloji ve Biyo-İstatistik Merkezi’nde alışan Dr. Cynthia Molloy’un konu ile ilgili yorumları şöyle:

“Yiyeceklerdeki proteinlerin beyin üzerindeki etkilerini kesinleştirecek bütüncül çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Bu proteinler ve otizm arasında bir neden-sonuç ilişkisi olduğunu kanıtlayan deneysel bulgulara sahip değiliz. Bu yalnızca bir varsayımdan ibaret.”

Bu bilgiler ışığında, Afyon Teorisi’nin geçerliğinin zayıf olduğunu, fakat glutensiz bir diyetin bazı vakalarda  olumlu etkiler gösterebileceği sonucuna varabiliriz.

Glutensiz diyetler pahalı ve uygulaması son derece zordur. Bu diyeti uygulamak çok fazla zaman harcamanız ve çok bilgili olmanız gerekiyor. Birçok uzmanın önerisine göre de, farkedilir bir etki için bu diyet en az üç ay uygulanmalıdır. Yapılan birçok çalışma, gluten içermeyen diyetlerin otizmin semptomlarının tedavisinde olumlu sonuç verdiğini gösterse de, hatırı sayılır başka güvenilir çalışmalar da, tam tersi sonuca varmışlardır. Cincinnati Çocuk Hastanesi’nde Pediatri Bölümü’de Epidemioloji ve Biyo-İstatistik Merkezi’nde alışan Dr. Cynthia Molloy’un konu ile ilgili yorumları şöyle:“Yiyeceklerdeki proteinlerin beyin üzerindeki etkilerini kesinleştirecek bütüncül çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Bu proteinler ve otizm arasında bir neden-sonuç ilişkisi olduğunu kanıtlayan deneysel bulgulara sahip değiliz. Bu yalnızca bir varsayımdan ibaret.”Bu bilgiler ışığında, Afyon Teorisi’nin geçerliğinin zayıf olduğunu, fakat glutensiz bir diyetin olumlu etkiler gösterebileceği sonucuna varabiliriz.Glutensiz diyetler pahalı ve uygulaması son derece zordur. Bu diyeti uygulamak çok fazla zaman harcamanız ve çok bilgili olmanız gerekiyor. Birçok uzmanın önerisine göre de, bu diyet en azı üç ay boyunca uygulanmalıdır. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde, bu diyet sonucunda çocuklarında bir gelişim görmek isteyen anne babalar, çocukta gerçekten bir gelişme olmasa da, bir gelişme gözlemlediklerini bildirebilirler. Ayrıca birçok çocuğun, özel diyetle olsun olmasın, üç ay içinde birçok yeni beceri edinebileceğini de unutmamız gerekiyor. Bunların dışında, bu tür diyetleri uygulayarak, gastrointestinal bozuklukları olan çocukları daha az stressiz ve rahat bir metabolizmaya kavuşturabilen bu diyetler, aileyi ve çocuğu olumlu etkileyebilir.
Steven Gutstein ın New York Observer daki makalesinden türkçeye çevrilmiştir.