30 Haziran 2015 Salı

Çocuksuz ve mutlu

İnsanlara çocuk sahibi olamadığımı söylüyorum, çünkü aksi takdirde sürekli Neden? Neden? Neden? diye soruyorlar. Oysa çocuk istemiyorum.” Cornelia, İsviçre Çocuk sahibi insanların olduğu bir ortamda, çocuk sahibi olmak istemediğinizi dile getirirseniz kaçınılmaz olarak herkes size kanaatlerini aktarmaya başlayacaktır. İnsanların tercihinizi duyduktan sonra yaygara yapmadan daha değişik, başka bir konuya geçmeleri nadiren gerçekleşir. Fikrinize karşı verilen tepkiler olumlu ve teşvik edici de olabilir ama çoğunlukla hasmane ve savunmacı bir tutumu takip eden bir sürü mütecaviz soruyla karşılaşırsınız. Bir taraf tamamen kendi iradesiyle çocuk sahibi olmamayı tercih ettiğini beyan etse de, çocuk sahibi olan tarafın olmayana acımasına da sık rastlanır. Bize acımanıza gerek yok! Çocuksuz çiftlerin, çocuk sahiplerini sorguya çekmek gibi bir huyları yoktur – insanların çocuk yapması bizim için mesele değildir. İnsanın hayatta ne gibi bir amaç edindiği mesele edilmemelidir – bu amaç çocuk yapmak da olabilir, origami de. Ama toplumsal norma uyum gösterenler, farklı olanları çıkıntı gibi tanımlamaya teşebbüs ettiğinde gerilim kaçınılmaz hâle gelir. 1960’larda Feminine Mystique kitabını yazan Betty Friedan, doğurganlığından ayrı ele alınan kadının üreme yetisinin değil bizzat kendisinin kabul edilmek zorunda kalındığını söyler. Zaman zaman çocuksuz ve halinden memnun kadınlara yöneltilen öfkenin nedeninin de bu olduğunu düşünür. Önyargılı insanlarla uğraşmak, çocuksuz olmanın az sayıdaki dezavantajından biridir. Bu kitaba katkıda bulunan çok sayıda insan, hayatlarından böylesine açık sözlülükle söz etmenin yankılarından endişe ettikleri için kimliklerinin açıklanmasını istemedi. Adımın veya çalıştığım yerin belirtilmesi riskinin alamam. Bazı insanların yaşam tarzımız karşısında kendilerini tehdit altında hissettiklerine ve düşmanca tavırlar sergileyebildiklerine daha önce bizzat tanık oldum. O, 42, İngiltere Çoğu insan her şeyin ya siyah ya beyaz olmasını tercih eder – ya yana döne çocuk istiyorsundur ya da bu fikre hararetle karşısındır- ama gerçek hayatlar genelde beyazın tonlarıyla çok sıcak tonlardaki renklerin bir karışımından ibarettir. Çocuksuz çiftler zamanlarını karanlık odalarda oturup oyuncak bebeklere iğne saplayarak veya Chitty Chitty Bang Bang’deki çocuk avcısı gibi sokakları arşınlayarak geçirmiyor. Bir kısmı çocuk sahibi olmak istemediklerinin hep farkında olmuştur, diğerleri ise bu karara varmadan önce iki seçeneği de değerlendirmiştir. Benim kendi benzetmem şöyle: Çikolatalı pastayı böreğe tercih ettim. Börekten hoşlanmıyor değilim ama çikolatalı pastayı daha çok seviyorum.

29 Haziran 2015 Pazartesi

Online arkadaşlık yeterince zor. Bir de engelli olarak deneyin.

Yaklaşık 4 yıl yalnız yaşadıktan sonra, bir ilişkim olmasını istediğimi fark ettim. Aşkın beni bulmasını beklemek yerine, ki bu birçok insanın genel kanısı, bugünlerde çok popüler olan bir şeyi denemek istedim: Online randevu. Birçok site arasından Match.com u seçtim. Uygun profillere bakarken nihayet merakımı cezbeden birini buldum. Kendimi tanıtan bir mesaj gönderdim ve daha iyi tanımak istediğimi belirttim. Sizinle romantik olarak ilgilenen birinden cevap almak güçlü ve pozitif bir duygu. Özellikle, birçoğumuz, özellikle biz erkekler, birine çıkma teklif ederken kendimizi müşkül durumlara düşürmeye aşinayızdır. Her ilişkinin karmaşık olabileceğini düşünebilirsiniz, ancak biz engelliler için bu çok daha zor. Ben Dipraksi hastasıyım. Bütün vücudu etkileyen Disleksi ye benzer bir çeşit Otizm spektrum bozukluğu. Bu,ben saklamayı seçersem fotoğraflarımdan yada profilimden anlaşılabilecek bir şey değil. Nihayet hoşlandığım biriyle karşılaştığımda hastalığımı açıklayıp açıklamama konusunda şüpheye düştüm. Beni olduğum gibi kabul etmelerini istedim. Ancak, öğrenince beni görmezden gelmelerinden korktum. Sonuçta, bu hanıma engelimi ve engelli topululuğundaki çalışmalarım hakkındaki gerçeği açıkladım. Mesajlar bir anda kesildi. Bir ilişki kurmak herkes için zordur. Ancak, engelli insanlar için bu yaptıkları en zor şey. Birçok online arkadaşlık sitesi kullanıcılarına engelli olup olmadıklarını sormuyor bile. Potansiyel partnerlerle buluşna nı geldiğinde, eğer engellilik durumu sohbet içinde hiç gündeme gelmediyse sürpriz olabiliyor. Birçok engelli birey için engelleri hakkında konuşmak çok utanç verici. Bu nedenle sitelerin onlara bunu açıklama şansı vermesi yada diğer kişilere engelli biriyle görüşmek isteyip istemediklerini sorması önemli. Açıkçası ben, bu durumu başta açıklamanın daha ileri safhalarda açıklamaktan iyi olduğunu bizzat tecrübe ettim. UK Engelliler Buluşuyor gibi bazı siteler, engelli bireylere diğer insanlarla kendileri olarak tanışma fırsatı veriyor. Fakat bu tür siteler de, engelli fetişi olan bazı engelli olmayan şahıslarca kötüye kullanılabiliyor. Bu tür siteleri orijinal kullanıcılar için güvenli hale getirmek ve bu arada da engelli olmayan kullanıcılara da açık tutmak oldukça zor. Bana gelince, ben özgürleştirici ve güven verici bir ilişki arıyorum. Ancak mevcut sitelerdeki seçenekler bana kendimi açığa çıkmış, kısıtlanmış ve savunmasız hissettirdi. Bu siteler benim ilgili ve kendine güvenen bir imaj çizmemi engelliyor ve kullanımı kısıtlıyorlar. Amerikalıların yüzde 20 lik engelli nüfusu için bu tür siteler dışlayıcı ve modası geçmiş bir teknoloji sunuyor. Engeliniz sizin kişiliğinizin bir parçası değildir. Gerçekte ırk yada cinsellik gibi kişiliğinizi geliştiren içeriğin bir parçasıdır. Genellikle, engelli bireyler stereo tipik olarak betimlenir. Hepimiz aynıymışız gibi. Bu durum engelli bireyin eğitim sisteminde karşılaştığı deneyimi birebir kopyalar. Öreğin okullarda dnelli çocuklar sadece kendileri gibi engelli bireylerle bir araya getirilir. Bu yöntem, okul için pratik olabilir ancak, engelli çocuklar için kısıtlayıcıdır ve yardımcı olmaktan uzaktır. Aynı zamanda da, engelli insanları hedef alan genelleştirilmiş bir korkuyu da teşvik ediyor. Bu reddedilmeden sonra profilimi engelimi de kapsayan şekilde değiştirdim. Hala daha önce olduğu kadar çok göz kırpma ve beğeni alıyorum, fakat, insanların engelime rağmen benimle igilendiğini bilerek güvende hissediyorum. Aslında, bunu diğer herkese tavsiye ederim. Engelimi açıklamak korktuğum gibi seçeneklerimi kısıtlamadı. İnsanların ilişkiler söz konusu olduğunda verdikleri en yaygın tavsiye, kendiniz olmaktır. Bunu engelli bireyler de istiyor, ancak online randevunun doğası ilk izlenimi çok önemli kılıyor. Ve bazı insanlar, engelli bireylere şans vermek istemiyor. Online arkadaşlık sitelerinde yapılacak bazı küçük değişiklikler, insanların benim gibi kişileri tanımak isteyip istemediklerini daha net ifade etmelerini sağlayabilir. Bu da engelli bireyin karşısındaki insanın kendisini yalnızca engelli oluşuyla değerlendirmeyeceğinin güvenini duyarak rahatlamasını sağlayacaktır. Timothy Sykes in 18 Ocak 2014 de Guardian da yayınlanan yazısından Türkçeye çevrilmiştir.

28 Haziran 2015 Pazar

Beyaz zambaklar ülkesinde

Yazar Grigory Petrov'un çeşitli aralıklarla çıktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlardan oluşan eser,1800'lerin son döneminde Finlandiya halkının içinde bulunduğu durumu, cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snellman olmak üzere ülkedeki bir avuç Fin aydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır. Kitap,ilk defa 1923'te Saraybosna'da basılmış, kısa sürede birçok dile çevrilmiş;özellikle Yugoslavya Krallığı’nda, Bulgaristan’da ve Türkiye’de yazarın en çok beğenilen eseri olmuştur.

27 Haziran 2015 Cumartesi

Yağlardan kurtulmak çok kolay

1.gün Kahvaltı-2 grisini, az keçi peyniri, şekersiz çay Öğle-haşlanmış balık, roka salatası Akşam-haşlanmış kabak, yoğurt 2.gün Kahvaltı-1 dilim kepek ekmeği, beyaz peynir, yarım greyfurt Öğle- haşlama tavuk, domates salatası Akşam- ıspanak haşlama, kuru cacık gün kahvaltı- 1 dilim çavdar ekmeği, domates, 2 yeşil zeytin öğle-ızgara et, mercimek salatası akşam- haşlama brokoli, yulaflı yağsız yoğurt 4.gün Kahvaltı- 1 dilim buğday ekmeği, haşlanmış yumurta, salatalık Öğle- ızgara 4 köfte, roka salatası Akşam- haşlama yeşil fasulye, kısır 5.gün Kahvaltı- 2 tuzsuz kraker, az keçi peyniri, 3 siyah zeytin Öğle-ızgara balık, yeşil salata Akşam-haşlanmış lahana, sarımsaklı yoğurt 6.gün Kahvaltı- 5grisini, lor peyniri, salatalık ve domates Öğle- ızgara az et, domates salatası Akşam- börülce salatası, 1 elma 7.gün Kahvaltı- neskafe, bir ince dilim kaşar, yağsız omlet Öğle-ton balığı, kıvırcık salata Akşam-ıspanak bol yoğurtlu

26 Haziran 2015 Cuma

Escobar kayıp cennet vizyonda

Pablo Escobar’ın sırlarla dolu, parıltılı zirve yıllarında geçen filmde Nick (Josh Hutcherson), sörf yapmak için gittiği Kolombiya’da rüyalarının kadını Maria’yla tanışır. Pablo Escobar (Benicio Del Toro), Maria’nın amcasıdır. Nick zamanla bu devasa ailenin bir parçası olmaya başlar. İlk bakışta her şey yolunda gözükse de, Nick kız arkadaşıyla geçirdiği her gün işin bilinmeyen yönleri olduğunu fark eder ve istemeden kendini dünyanın en büyük uyuşturucu mafyasının içinde bulur.

24 Haziran 2015 Çarşamba

Büyük mavinin gizemleri

Deniz biyoloğu Tierney Thys, bizleri büyük denizanasıyla yüzmeye davet ediyor.

23 Haziran 2015 Salı

Otizmli gence komando olmak ister misin sorusu

Engelli bireylerin hastanelerden aldıkları engelli raporlarına rağmen askerlik yapamayacaklarını ispatlamak zorunda kalmaları birçok mağduriyet yaşanmasına neden oluyor. Bu durumun son örneklerinden biri de ismini vermek istemeyen 20 yaşındaki otizmli bir bireye ait. Yüzde 80 zihinsel engelli raporu olan, mahkemece ailesinin vesayeti altındaki genç şimdi de askeriyeden engel raporu almak zorunda. Üçüncü kez rapor almak zorunda bianet’e konuşan otizmli bireyin annesi yaşadıkları süreci şöyle anlattı: “Bir otele gitmiştik. GBT’de asker kaçacağı olarak göründüğü için sabaha karşı iki polis geldi. Oğlumla görüşmek istediler. Eşim, engelli raporunu ayrıca vesayet için açtığımız davada adli tıpın verdiği raporu göstermesine rağmen ‘illa göreceğiz’ diye tutturdular. Çocuk korktu tabii, babasına sarıldı. Prosedürü bilmiyoruz. Elinizde ne raporu olursa olsun askerlik çağına geldiğinde mutlaka askerlik şubeye gidip yeniden heyet raporu almak gerekiyormuş. Askeriye ya sahte raporsa diyor "Askerlik şubesine gittik. Oğlum otizmli olduğundan dolayı hiç konuşamıyor. Oradaki memur ‘Komando olmak ister misiniz’ diye soruyor. Benim de sinirlerim boşandı. İronik şekilde ‘evet en büyük hayali komando olmak’ dedim. Bunu espiri sanıp güldüler. Biz otizmli anneleri bu süreçlere çok alışık olduğumuz için artık kızmıyoruz bile. "GATA’da rapor alma sürecimiz başladı. Askeriye diyor ki ‘Mağduriyetinizi anlıyoruz. Ancak sürekli sahte rapor alımları oluyor. Bunun önüne geçmek için kendimiz rapor vermek zorundayız’. Sonuçta oğluma yeniden zeka testi yapıldı, aile görüşmesi yapıldı. Uzun kuyruklarda beklendi. Oğlum çok korktu. Duygusal olarak çok yıpratıcı bir süreçti. GATA koridorunu görmeliydiniz, bir sürü öfke nöbeti geçiren engelli vardı. İnsanlık dışı bir durum bu. Sistemde çok ciddi bir sorun var. Biz üçüncü kez oğlumuzun engelli olduğunu ispatlamaya çalışıyoruz. Bunun çözülmesi gerekiyor.” Epilepsi hastasının nöbet geçirmesi bekleniyor Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, askeriyenin devletin verdiği raporlara güvenmemesinin eziyetini engellilerin ve ailelerinin çektiğine dikkat çekerek sadece otizmlilerin değil, diğer engelli gruplarının da askere gidemez raporu almak için ciddi sıkıntılar yaşadığına dikkat çekiyor. “Ağabeyim epilepsi hastasıydı. Askerlik çağı gelince askeriye raporlarını göstermemize rağmen ‘biz nöbet geçirdiğini görmeden inanmayız’ dediler. Bir ay Kasımpaşa Hastanesi’nde kaldı, epilepsi ilaçlarını kesip nöbet geçirip geçirmediğini kontrol ettiler. Dört kez çok ağır nöbet geçirince ikna oldular. Bu çok yıpratıcı bir süreç. Üç bakanlık çözüm bulmalı "Askeriye bir yandan engellileri mutlu etmek için onları bir günlük sembolik asker yapıyor. Öte yandan ise engelli olduklarını ispatlamaları için eziyetli bir sürece sokuyor. Engelli raporunu Sağlık Bakanlığı veriyor, engelli verileri Aile Bakanlığı'nda tutuluyor, askere Milli Savunma Bakanlığı çağırıyor. Devlet kendi kurumlarının verdiği rapora güvenmek zorunda. Üç bakanlık ortaklığında bu soruna acil çözüm bulunmalı."http://bianet.org/bianet/toplum/165648-otizmli-gence-komando-olmak-ister-misin-sorusu

22 Haziran 2015 Pazartesi

Bakir Dev

Karşı cins sana çay içelim dediyse bunun tek bir anlamı vardır... Ve bu anlam uluslararası bir standarttır..." Bu cümle Bakir Dev'in 40 yaşına gelmiş, sevmemiş, sevmediği için de sevilmemiş, dokunulmamış, bir kadına elini el etmemiş, duygusal açıdan büyümemiş ama fiziksel olarak büyümüş Fusi’ye söylenilmiş sözdür. Söz Fusi’ye söylense de o an sadece bilmek zorunda olanların bilmesi gereken olmaktan çıkmış, yaşayan kadın ve erkekler tarafından söylene söylene anlamı uluslararası standart hale gelmiş bütün zamanlar için. İstanbul Film Festivali'nden gösterilen İzlandalı yönetmen Dagur Kári'nin Bakir Dev’inde 40 yaşına gelmiş Fusi’nin hikayesi anlatılır. Kári'nin Fusi’si, bir uçak şirketinin yük boşaltma işinde çalışan, annesiyle yaşayan, yalnızlar yalnızı, “bakir”, sevgisiz kocaman bir insandır. Onun Fusi’si bir ve birçok eksikliği de taşır o koca gövdesinde. Nasıl ki “karşı cins sana bir çay içelim dediyse ve bunun tek bir anlamı varsa” sözü uluslararası hale getirilmişse, 40 yaşına gelip de hala “bakir” kalma yani “milli” olamama hali de bir o kadar uluslararası hale getirilmiş. Çünkü erkeklerin dünyasında, erkeklik mertebesine yükselmenin yoludur bedenleri “işgal” etmek, yani “milli” olmak! Onun için 40 yaşına gelmiş "milli" olamamış Fusi, işyerindeki erkeklerce alay edilir, aşağılanır ve hor görülür. Bedenleri “işgal” edip “milli” olamayan Fusi de, İkinci Dünya Savaşı’nda tasviri yapılmış bir cephenin “erkek” oyuncak askerleri olarak kendi “zaferi”ni arar savaş meydanlarında. Çocukluğuna hapsolmuş yetişkin bir insan gibidir onun halleri. Yeni taşınan komşularının küçük kızıyla oyunlar oynayan bir çocuktur Fusi, ama aynı zamanda her akşam dinlediği radyoda kendisine şarkı armağan eden yetişkin biridir de. Ta ki, doğum günü armağanı olarak gittiği bir dans eğitiminde tanıştığı Sjöf'nin ona gel çay içelim demesine kadar. Kadının, çocukluğuna hapsolmuş Fusi’nin kocaman hayatına girmesiyle Fusi, bildik bilmelerini değiştirmeye başlar. Hayatına anlam katmanın mücadelesini vermeye başlar Fusi... Kadına yaklaşmak için 40 yaşına taşıdığı alışkanlıklarını/ezberlerini/bilmelerini değiştirmeye çalışır. Ancak Fusi'nin film boyunca kadın için yaptıkları sevgi mi, cinsellik mi? Ya da başka bir şey mi? Hatırlamaya çalışalım Krzysztof Kieslowski’nin Dekalog serisinin altıncı bölümlerinden biri de olan “Aşk Üzerine Kısa Bir Filmi”ni. Kieslowski’nin filminde filmin oyuncularından Tomek 19 yaşında, Magda ise 40’lı yaşlarındaydı. Magda'ya aşık olan 19 yaşındaki Tomek, hiçbir kadınla hem cinsel anlamda hem de duygusal anlamda birlikte olmamış biriyken, 40’lı yaşlarında olan Magda ise cinselliği alabildiğine yaşayan ama hayatına giren erkeklerin ona sadece cinsel açıdan yaklaşmasından dolayı sevgi duygusundan yoksun bir kadındı. Slavoj Zizek'e göre takıntılı bir sevme hali içinde olan Tomek, karşı binada oturan Magda’nın evini gözler teleskopuyla. Bu gözleme/dikizleme/izleme anlarında Magda’nın erkeklerle olan sevişmelerinden bütün hallerine kadar her şeyini görür ve bu görme halleri acı verir ona. Film ilerledikçe Tomek, kendisini Magda'ya hissettirir, görünür kılar, ancak Magda'nın gözünde o bir çocuk ve o da diğer erkekler gibi kendisine cinsellikle yaklaşmaktadır. Tomek'e "Ne istiyorsun, sevişmek mi" diye sorduğunda , "sevgi" diye yanıt aldığında bunu takıntılı bir sevme hali olarak görür, güler ve inanmaz... Ta ki Magda’nın "Bir kadın, bir adamı arzulayınca içi ıpıslak olur" sözünden sonra Tomek'in bileklerini kesip bir daha görünmemesi ve sonrasında Magda’nın onu sevgi ile aramasına kadar. Kieslovski'nin bize film boyunca sorduğu; aşk için cinsellik mi, cinsellik için aşk mı? Peki, 40 yaşına gelmiş her şeye benzer tepkiler veren, hayatını sorgulamayan ya da sorgulamak istemeyen Fusi’nin aradığı ne? O ana kadar hayatına giren annesi ve komşularının küçük kızından başka karşı bir cinsten bir arkadaşı olmayan Fusi'nin hayatına giren Sjöf'te aradığı ne? Çocukluğuna hapsettiği hayatını özgürleştirmek mi, cinselliği yaşayarak “bakir” olamama halini aşıp diğer erkekler gibi “milli” olma mertebesine ulaşmak mı, yoksa bir kadının ona onun da kadına olan sevgisi mi? Kenan Tekeş in 11 nisan 2015 de bianet de yayınlanan yazısından alınmıştır.

21 Haziran 2015 Pazar

Yüzyılın en iyi 10 kitabı listesinden:Leke

Şöminenin karşısına geçip arkadaşlarıma kendimden ve işlerimden uzun uzun bahsetmek alışkanlığım hiç olmadı. Ancak okuyucu­ya seslenirken ömrümde iki defa kendimden söz açmak arzusuna karşı koyamadım. İlk kez üç dört sene önce okuyucuya Old Malse'de geçen dingin hayatımın öyküsünü anlatma cesaretini gösterdim. Ve şimdi hiç de hak etmememe rağmen birkaç okuyucu bulmanın kıvancının cüretiyle yine okuyucunun yakasına yapışıyorum ve ömrümüm Gümrük Dairesinde geçen üç senesini anlatmak istiyorum. Çok bilinen, “P.P., Clerk of this Parish” örneği tıpatıp tekrar edilmiştir. Bu eser, 1723'de Gibert Burne tarafından kaleme alınan “History of His own Times” adlı can sıkan yapıtla dalga geçmek için Alexandre Pope ile Yonathan Swift tarafın­dan yazılmıştı.

20 Haziran 2015 Cumartesi

Ramazan diyeti ile kilo verin

İlk hafta: İstediğiniz kadar etli veya etsiz bir sebze yemeği, yanına ise 1 kase light yoğurt İkinci hafta: 2 gün süresince çok az yağ ile pişirilmiş bir sebze yemeği ve yanına 1 kase light yoğurt Haftanın 3 gününde 100 gr olmak kaydıyla herhangi bir ızgara et çeşidi tüketilebilir. Bir sonraki günde tek yumurta ile pişirilmiş menemen ya da ıspanaklı yumurta, yanına ise 1 kase light yoğurt İkinci haftanın en son gününde ise mercimek, kuru fasulye gibi baklagillerden bir tabak ve yanına yarım kase light yoğurt. 3 ve 4. Haftalarda ilk iki haftayı tekrar edin.

19 Haziran 2015 Cuma

Kabile vizyonda

Bu filmde işaret dili konuşuluyor. Altyazı yok, seslendirme yok! Zaten aşk ve nefreti anlamak için sese ihtiyacımız yok. Seyirciyi iki saatliğine bambaşka bir dünyaya sokan film Ukrayna’da sağır ve dilsiz okulunda yatılı okuyan bir gencin başına gelenleri anlatıyor.

18 Haziran 2015 Perşembe

Sayın rektörüm

Boston Eşcinsel Erkek Korosu’nun İstanbul konserine tepki gösteren Medeniyet Üniversitesi rektörü M. İhsan Karaman’a Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu’ndan cevap geldi. ABD’nin önde gelen eşcinsel korolarından Boston Eşcinsel Erkek Korosu’nun 13. LGBTİ Onur Yürüyüşü’nden bir gün önce, 27 Haziran’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde konser verecekti. Ancak Vahdet gazetesinin “Sapıklık Kol Geziyor” başlıklı haberiyle koroyu, Zorlu Holding’i ve Kaos GL Derneği’ni hedef gösteren haberi ve Zorlu Holding’e yönelik boykot çağrısı üzerine bilet satışları durdurulmuştu. Konserin iptalinin ardından Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nün çabalarıyla, konserin 27 Haziran’da Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te gerçekleşeceği duyuruldu. "Özgür üniversitede özgür konser!" Bunun üzerine Medeniyet Üniversitesi rektörü Karaman, Twitter’dan “@boun_otk nin (Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu) binlerce takipçisinin, eşcinselliği meşru ve sevimli gösterme oyunlarına tepkisini bekliyoruz! Boğaziçi'nde gay konserine HAYIR!” yazdı. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu ise bu mesajı “Sayin Rektörüm ne olacak ayol! Özgür üniversitede özgür konser! @mikaraman” diyerek cevapladı. Eşcinsel korosundan halk konseri Boston Eşcinsel Erkek Korosu’nun İstanbul konseri, 27 Haziran Cumartesi günü saat 18.30’da herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak yapılacak. 1,500 kişilik oturma alanının oluşturulacağı konserde yer bulamayanlar için bir ses sistemi kurulacak.

16 Haziran 2015 Salı

Engelsiz eğitim yolda!

Turkcell Engelsiz Eğitim Programı kapsamında, 40 ilde bulunan 80 okulda özel eğitim ihtiyacı olan engelli bireylerin toplumsal yaşama katılmalarını sağlamak amacıyla, istihdama yönelik bilgi, beceri ve tutum kazanmalarını sağlayacak düzeyde meslek atölyeleri oluşturulacak ve teknoloji sınıflarının donatımı sağlanacak. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı proje kapsamındaki engelli okullarında ise meslek atölyeleri ve teknoloji sınıfları kurulması planlanıyor. 45 Özel Eğitim Merkezi'nde kurulacak meslek atölyelerinde engelli öğrenciler okul sonrası iş hayatına hazırlanacak. Turkcell'in desteğiyle konaklama ve seyahat hizmetleri, yiyecek ve içecek hizmetleri, el sanatları ve benzeri alanlarda belirlenecek atölyeler mevcut okullarda kurulacak ya da yenilenecek. Oluşturulan imkânlardan 6 bine yakın öğrenci yararlanacak.

15 Haziran 2015 Pazartesi

Polonya dan sevgilerle

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edişinden itibaren Polonya'da uyanan geçmişin hayaletleri ülkeyi benzer bir müdahalenin tedirginliği içine sürüklüyor. Polonya'ya yönelik olarak günden güne artan Ukraynalılar'ın göçü bir yana, Avrupa Birliği'nin artık ne yapacağını bilemediği mültecileri üye ülkelere belirli yüzdelerle yerleştirme projesi burada dehşetle karşılandı. Ülkedeki etnik dağılımın kesinlikle çeşitlilik barındırmaması yabancılara yönelik reddin başlıca mazereti gibi görünüyor. Oysa 55. Krakow Film Festivali fragmanında bile çok kültürlü ve çok dilli olmanın zenginliğini ortaya koyuyordu: Etkinliğe çeşitli ülkelerden katılan yapımların adları tanıtım filminde kendi alfabeleriyle arzıendam etti.http://www.bianet.org/biamag/sanat/165323-polonya-dan-sevgilerle

14 Haziran 2015 Pazar

Büyüklere boyama kitabı

Bu gizemli kitabın kapağını araladığınızda kendinizi bin bir şeklin ve ahenkli kıvrımın ortasında bulacaksınız. Hem çocuklar hem dekalemin esrarına kapılmış yetişkinler bu kitabın her sayfasında tabiattan esinlenerek hazırlanmış çizim maceraları, gizlenmiş vebulunmayı bekleyen ilginç canlılar, hayatın bin bir rengini kullanabilecekleri tuvallerle karşılaşacak. Her biri elle hazırlanmış enfesçizimler, hayal gücünüzle tamamlanmayı bekleyen boş alanlar ve keyfinizce renklendirebileceğiniz resimler sizi bekliyor.

13 Haziran 2015 Cumartesi

Dvd de bu ay : Dune

Frank Herbert'in ünlü bilimkurgu klasiği romanından David Lynch tarafından uyarlanan film, çöl gezegeni Dune'u kontrolu altına almak isteyen 3 ırkın savaşını ve gezegen halkının beklediği Mesih'in gelişini anlatıyor. İnsanoğlunun hayal gücünün büyük başarıları arasındadır. Dune gezegeni tehdit, görkem ve hilenin dünyasıdır... Zamanda seyahat edin ve bu destan bilim kurgu macerası ile hayal gücünüzün ötesine geçin.

12 Haziran 2015 Cuma

Jurassic Park vizyonda

Jurassic Park´ta yaşanan dehşet verici olaylardan tam 22 sene sonra, büyük uğraşlar sonucu park Isla Nublar tarafından tekrar kontrol altına alınmış ve hizmete sokulmuştur. Yeni gelecek ziyaretçiler için kapılarını tekrar açan mekan, hem ziyaretçiler hem de çalışanlar açısından oldukça heyecanlı ve beklentilerle dolu büyük bir olaya dönüşmüştür. Ancak tüm çabalara rağmen gözden kaçan bir durum, tüm bu heyecanı birkez daha saf bir dehşete ve çılgınlığa dönüştürmek üzeredir.

10 Haziran 2015 Çarşamba

Terlik fare

Aydın'daki TÜBİTAK Bilim Fuarı'nda öğrencilerin, bedensel engellilerin bilgisayar ve akıllı telefon kullanabilmesi amacıyla hazırladığı ''terlik mouse'' ilgi gördü. Bilim insanları yetişmesi amacıyla illerde düzenlenen TÜBİTAK Bilim Fuarı, Aydın'da 20 ortaokul ve 24 liseden projelerle Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde açıldı. Fuarda, 10. sınıf öğrencileri Abdulkadir Aşkın ile Daimi Şık'ın, öğretmenlerinin gözetiminde, bedensel engellilerin bilgisayar ve akıllı telefon kullanabilmesi için hazırladığı ''terlik mouse'' ilgi çekti. Proje hakkında bilgi veren öğretmen Ergin Çelebi, terliğe monte edilen ''kumanda faresi''nin, el ve kollarını kullanamayan engelliler için büyük rahatlık sağlayacağını ifade etti. Çelebi, ''Çok basit ama çok kullanışlı. Engelliler, ayaklarıyla terliklerini hareket ettirdiğinde, kumanda faresi hareket etmiş oluyor. Kumanda faresinin sol tuşu sol terlikte, sağ tuşu ise sağ terlikte yer alıyor. Ayak parmaklarıyla sağ ve sol tıklamaları gerçekleştirebiliyorlar'' diye konuştu.

9 Haziran 2015 Salı

Engelliye seçim zulmü!

Fiziksel engelliler her seçimde olduğu gibi bu yıl da oy kullanırken rampası, asansörü olmayan okullarda elde taşınmak zorunda kaldılar. Seçimlerde fiziksel engelliler belirttikleri takdirde okulların giriş katında oy kullanabiliyordu. Ancak tüm engelliler bu uygulamadan haberdar edilmedi. Yani bir bölümü asansörü olmayan okullarda üst katlara taşındı. Bunun yanında okulların giriş katında oy kullanacaklar için de durum değişmedi. Çünkü okulun girişinde de rampa yoktu. Yine elde taşınmak zorunda bırakıldılar.http://www.bianet.org/bianet/toplum/165152-engelliler-yine-tasindi

8 Haziran 2015 Pazartesi

Wacken ve diğer metalciler

Polonezköy tereyağının ta başından beri adı geçen köyle hiç alakası olduğunu sanmıyorum ama Krakov'un en popüler berber dükkanını sorarsanız cevabım kesinlikle Buttercut (Tereyağkesim)!
Fakat, ambleminden de anlaşılabileceği gibi, tereyağından mamül kurukafayı yaran bir ustura kadar iddialı müessesenin ekibinden esprili olmaya çalıştığı kadar profesyonelce davranmasını da beklerdim.
Polonya'nın köklü mimari dokusunu muhafaza edebilmiş yerleşim merkezlerinden Krakov'un Yahudi mahallesi Kazimierz, Nazi döneminde sekteye uğramış olsa da günümüzde turistik bir çekim merkezi, Buttercut'ın kafadarları da kendilerine orayı yakıştırmış.
Sakal, dövme ve kas üçlüsünün saltanatını sürdüğü günümüzde mevzubahis dükkan, kalabalık ekibi sayesinde bir fabrika ritminde işlerken randevunuz olmadığı takdirde saatlerce beklemeniz gerekebiliyor.
Heavy metal müziğin yüksekçe volümde çalındığı mekanda özellikle saç kurutuculardan birkaç tanesi aynı anda çalıştığında tahammül sınırlarım zorlanıyor, fakat başka çarem olmadığını düşündüğüm için beklemekte direniyorum.
Krakov'da geçirdiğim süre zarfında hayalimdeki geleneksel berberlerden herhangi birine rastlamamış olduğum gibi kadın ve erkeklere aynı anda seslenen ve çoğunlukla kadınların işlettiği fiyakalı kuaförler sadece traş makinesiyle hizmet verdiklerini belirtmişlerdi. Oysa traşımın uzun süre etkisini sürdürebilmesi ve genellikle pahalı olan işlemin tekrar edilmemesi için ustura ile yapılması şarttı.

7 Haziran 2015 Pazar

Paralama defteri

Dünya listelerinde çoksatanlar arasında yerini alan, can sıkıntısına birebir Paralama Defteri, Türk yaratıcılarla buluşuyor! Paralama Defteri, “tahrip edici” ve “huzur bozucu” talimatlatlarla en iyi hatalarınızı ve pislik yaratma yeteneğinizi hunharca gözler önüne sermenizi sağlayacak bir resimli kitap. Keri Smith’in yaratıcı ve muzip illüstrasyonları defter sahiplerini, yaratmak için cesurca yıkmaya yönlendiriyor. Yaratım sürecini gerçek anlamda tecrübe etmek için sayfaları delmek, fotoğraflar eklemek, o fotoğrafları çirkinleştirmek, sabah kahvesiyle resim yapmak, vahşice karalamak, günlüğü sürüklemek ve daha niceleri bu defterde serbest! Smith’in kendine has duyarlılığı sayesinde yepyeni bir yaratıcılık tarzıyla tanışacak ve bomboş, beyaz sayfaların neden olduğu korkudan sıyrılmak için değişik yöntemler keşfederek kendinizi bu sanatsal sürece kaptıracaksınız… Keri Smith, Kanadalı bir kavramsal sanatçı ve aralarında Paralama Defteri, Bu Bir Kitap Değil ve Bırak Dağınık Kalsın’ın bulunduğu çoksatan kitaplar ile dijital uygulamaların yazarıdır. Dünyanın birçok yerindeki okullarda, geleneksel olmayan öğrenme metotlarından biri olarak müfredatlarda kullanılan “yaparak öğrenme” yaklaşımını benimseyen Keri, Umberto Eco’nun “açık yapıt” diye tanımladığı, okuyucu/kullanıcı/izleyici tarafından tamamlanan işlere odaklanmaktadır. Keri’in Pocket Scavanger uygulaması, 2014 Dijital Kitap Ödülleri’nde En İyi Edebiyat Dışı Uygulama ödülünü kazanmıştır.

6 Haziran 2015 Cumartesi

Greyfurt diyeti ile ayda 10kg verin

Sabah: 2 adet yumurtayla birlikte 2 ince dilim pastırma yenilmesi, sade kahve tüketimine eşlik edecek olan yarım greyfurt ya da greyfurt suyu (250 ml) içilmesi gerekmektedir. Öğle: Çoban salatasıyla sınırsız et tercihi yenilmektedir. İçecek olarak greyfurt suyu (250ml) eklenmesi uygun olacaktır. Akşam: Kırmızı lâhanayla kereviz, pancar gibi seçeneklerden yararlanılarak nişastasız yeşil yapraklardan oluşan sebzeli bir yemek tercihiyle sınırsız et ya da balıketi değerlendirilebilmektedir. Yemeğin yanına gene yarım greyfurt tüketimi ya da greyfurt suyunun (250ml) menüye eklenmesi gerekmektedir. Gece: Süt içimi önerilerek (250 ml) yağsız olması gerekmektedir. Greyfurt diyeti uygulanılırken salatalarda yağ tercih edilebildiği gibi yiyeceklerin yağsız pişirilerek yenilmesi tavsiye edilmektedir. Greyfurt diyeti uygulamasında vurgulanılan bir başka detay ise greyfurt suyuna herhangi bir şeker katkısının kullanılmaması gerektiğidir. Şeker kullanımı kesinlikle yasak olarak belirtilmiştir. Greyfurt diyeti haricindeki tüm diyet listeleri için diyet listesi kategorimizi buradan inceleyebilirsiniz. Düşük karbonhidrat ve orta derecede protein alımıyla Greyfurt diyeti günlük alınması gereken kalori miktarını 800-1000 olarak belirleyip protein alımı mantığıyla zayıflama potansiyelinin elde edilmesini rahatlıkla sağlayabilmektedir ancak greyfurt diyeti günlük kalori alımı çok düşük olan bir diyet türü olduğundan uzun süre uygulanması pek tavsiye edilmemektedir.

5 Haziran 2015 Cuma

Ölümsüz Aşk vizyonda

Neredeyse sekiz nesildir 28 yaşında olan Adaline Bowman, bütün bu süre boyunca sessiz bir yaşam sürmüş ve hiç kimseyle yakın bir bağ kurmamaya çalışmıştır. Ancak günün birinde şans eseri tanıştığı genç ve karizmatik Ellis Jones ile yaşadığı duygusal yakınlık tüm mantığını ve yıllardır sürdürdüğü yalnızlığı terk etmesine neden olur. Bir haftasonu tatilinde Ellis´in ailesi ile tanışmak üzere evlerine giden Adaline, tüm yaşamını değiştirecek bir karar almak zorunda kalacak ve yaşadığı bu gizemin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

2 Haziran 2015 Salı

Engellilere yeni teknoloji

ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) uzmanları, uzun ve kısa parkurları büyük bir hızla koşarken karşısına çıkan engelleri algılayıp üzerlerinden atlayabilen bir robot geliştirdi. İlk kez geçen yıl tanıtılan "Çita" isimli robot, artık çok daha hızlı ve çok daha yüksek engelleri başarıyla aşıyor. Üstelik bunları yaparken mikrodalga fırından bile az enerji harcıyor. Yapılan son deneylerde Çita, saatte 16 kilometre hızla koşup 40 santimetre yükseklikteki engelin üzerinden atlıyor ve sonrasında en az 15 dakika daha koşmaya devam edebiliyor. Karşısına çıkan engelleri algılayarak üzerlerinden atlayabilen ilk dört bacaklı robot olan Çita, koşarken 2 boyutlu lazer alıcısı sayesinde mesafe ölçüyor ve çevresindeki nesneleri tanımlıyor. Karşısındaki hedefin uzaklığı ve yüksekliğini tespit eden robot, adımlarını ve sıçrama kuvvetini ayarlayarak uygun atlayışı gerçekleştiriyor. Bu aşamada, hazırlanan algoritma bacaklarının uygulayacağı kuvveti milisaniyeler içinde hesaplıyor. Çita hakkında konuşan MIT profesörü Sangbae Kim, "Robotumuz özellikle yüksek dinamik davranışlar için tasarlandı" dedi. Araştırmacılar, tamamlanması 5 yıl süren robot Çita'yı batarya kaynaklı enerji kullanarak bunları yapabilen ilk robot olarak niteliyor. Proje, ABD ordusunun araştırma birimi tarafından finanse ediliyor. Çita robotun, dayanıklı protez bacaklar için de esin kaynağı olabileceği söyleniyor. Hareket ve algı kabiliyeti eğitimli bir köpek veya attan farksız olan robotların yakın gelecekte duvar tırmanmak gibi üstün özelliklere dahi ulaşabileceği tahmin ediliyor.